8 Eylül 2013 Pazar

CANIM SIKKIN

canım sıkkın bu aralar,
ikilemler içinde kayboluyorum, öyle saçma sapan yaşıyorum sanki hayatı
tutarsızlıklar içinde kaybolmuş gitmişim...
kendi yazdığım kitabımda ana karakter yerine yan karakterim sanki, hem yazıyor hem okuyor hem de yaşıyorum ama hepsini aynı anda yaşıyorum...
her şey aynı anda tuhaf bir biçimde iç içe...
mutluyken mutsuzum, üzüntülüyken sevinçli, ağlarken gülüyorum, sinir olurken seviyorum, kötü düşünmem gerekirken iyi, iyi düşünmem gerekirken birden kötü düşünebiliyorum....
kalbimin kaskatı olduğunu hissediyorum... soğuk, donmuş, durmuş bir kalp var solumda,
atmıyor, ana damarlarına klips takılmış sanki, o klips atsa oradan tarlaların suya kavuştuğunda ki gibi eriyecek yumuşayacak sanki...
neydi ki şimdi bu?
sürekli birilerini dinliyorum ya telefonda ya nette ya sosyal ağlarda...
hepsi bittim tükendim modunda..
hepsini belirsizlik kararsızlık bitirmiş...
zaten en zor olanı da belirsizlikler değil midir???
kafayı yedirten, mutsuz eden, ama dinledikçe kızıyorum onlara sinirleniyorum, açık açık yüzlerine en azından ölümcül bir hastalığınız yok.. acılar içinde kıvranmıyorsunuz demek istiyorum, ama susuyorum sadece..
çünkü biliyorum ki ne kadar konuşsam hiç bir faydası yok, karşımdaki boş duvar, biliyorum, sadece dinliyorum dinliyorum ve içim şişiyor...
bazen telefonumu fabrika ayarlarına döndürmek, tüm netteki hesaplarımı durdurmak istiyorum

çok üzülüyorum ama böyle olmak zorunda mı hayat? evet zorunda yoksa ne olur....
hiç bir şey mükemmel olmuyor olamazda... belki anlamak istemediğimiz nokta budur....

bildiğim bir şey varsa hayat çook kısa....
canım sıkkın bu aralar...


Hiç yorum yok: